ACİLCİ MR SEVER AMA GERÇEK ENDİKASYON NEDİR ?
Manyetik rezonans görüntüleme, güçlü bir manyetik alan içerisinde vücudumuzdaki hidrojen atomlarının rezonansa uğratılarak bir radyofrekans dalgası ile uyarılıp titreştirilmesi ile elde edilen sinyallerin görüntüye dönüştürüldüğü radyolojik görüntüleme yöntemidir. Hastalar üzerinde klinik kullanıma 1970’li yılların başında başlanan MRG, BT gibi 1980’li ve 1990’lı yıllarda teknolojik olarak sürekli geliştirilerek kullanım alanı yaygınlaştırılmıştır. Vücudumuzun büyük bölümünü oluşturan yumuşak dokuları en iyi gösteren görüntüleme yöntemi olması dolasıyla, MRG günümüz tıbbında en sık kullanılan tanı araçlarından biridir.
İyonlaştırıcı radyasyon içermediği için nispeten invaziv olmayan bir görüntüleme teknolojisi olarak kabul edilen, bu nedenle özellikle çocukluk yaş grubunda ve hamilelerde güvenle kullanılan MRG, hastayı yeniden konumlandırmadan tüm düzlemlerde eşdeğer çözünürlükte çok düzlemli görüntüleme sağlar.
MRG’nin nöroradyolojik endikasyonları
Yumuşak dokular arasında yüksek kontrast ile çözünürlük farkı yaratarak birbirlerinden farklı görüntüler oluşturmalarını sağlarken, vücudun en içteki yapılarının bile daha iyi görüntülenmesine imkan verir. Santral sinir sistemi (SSS) anormallikleri ile ilgili USG ve BT’den daha hassas ve spesifik görüntüleme oluşturan MRG, kemik çözünürlüğünü etkilemez, ancak metal nesneler genellikle sinyal boşluğu veya alan bozulma artefaktları yaratır. MRG, beyin tümörlerinde dokular arasındaki kontrast ayrımını iyi bir şekilde göstererek farlı inceleme sekansları ve değişik düzlemlerden alınan kesitlerle lezyon sınırlarını ve komşuluk ilişkilerini belirlemede son derece yararlıdır. Bu katkı, cerrahi girişim ve diğer tedaviler öncesinde büyük rol oynar.
Genel olarak MRG endikasyonu oluşturan nöroradyolojik semptom veya bulgular;
- Akut nörolojik defisit
- Yeni başlayan nöbetler (fokal nöbet, uzamış postiktal, status epileptikus)
- Ensefalopati
- Tümör şüphesi
- Açıklanamayan hidrosefali
- Baş ağrısı
- Santral sinir sistemi enfeksiyonu şüphesi (Ensefalit gibi)
- Ensefalomiyelit şüphesi
- Demiyelizan hastalık şüphesi (Multipl skleroz, lökodistrofiler gibi)
- Nörokutanöz sendrom şüphesi (Nörofibromatozis , tüberoskleroz gibi)
- Vasküler malformasyon veya kanama şüphesi
- İskemik veya hemorajik inme
- Spinal ve nöral kanalda patoloji şüphesi (Travmatik kord yaralanması, enfeksiyöz spondilit, neoplastik süreçler)
SSS’nin vasküler hastalık ve kanamalarında MRG
Radyasyon maruziyeti yaratmaması yanında MRG, vasküler ve hemorajik süreçleri tanımlamak için genellikle BT veya USG daha fazla tanısal özgüllük sunarken, MRG anjiyografi, kontrast madde gerektirmeden vasküler yapıların ve anormalliklerin net bir şekilde gösterilmesini sağlayabilir. MRG ile MRG anjiyografi, arteriyel ile venöz tıkayıcı hastalığı ayırt etmek için kullanılabilir. Beyin MRG’de venöz sinüsteki anormal bir sinyalin ve buna karşılık gelen MRG venografide akış yokluğunun kombinasyonu, serebral venöz tromboz teşhisini doğrular. MRG ayrıca kanama ve pıhtı oluşumunun daha spesifik tanımlanmasını ve evrelendirilmesini sağlar, ancak hemorajik koleksiyonları doğru şekilde tarihlendirmek için kullanılamaz. Bu nedenle, MRG sıklıkla kanamanın daha kesin değerlendirilmesi için kullanılır ve geleneksel anjiyografi ihtiyacını netleştirebilir.
MRG, intrakraniyal kanama vakalarında hemorajik enfarktüsü ile hematomu birbirinden ayırabildiği gibi, kavernöz malformasyonlarla arteriyovenöz malformasyonları da biribirinden ayırt edebilir. Ayrıca MRG, bir vasküler malformasyonu bir tümörden ayırabilirken, BT’nin yetersiz kaldığı kalsifikasyon veya kanama olabilecek yüksek yoğunluklu koleksiyonların ayırt edilmesinde yardımcı olur. Bununla birlikte, bazı vasküler malformasyon vakalarında MRG anjiyografi, cerrahi veya girişimsel radyocerrahinin takibinde geleneksel anjiyografi ihtiyacını ortadan kaldırabilir. Baş ve boyun gibi yerlerde ortaya çıkan ve doğrudan SSS’ni kapsayacak şekilde uzanan kas ve kutanöz vasküler anomalilerin kesin değerlendirmesinde de MRG başvurulan görüntüleme yöntemidir.
Geçmişte yeterince üzerinde durulmamış ve teşhisinde yetersiz kalınmış pediatrik serebral infakt vakalarında MRG son yıllarda sıklıkla kullanılmaktadır. Kanaması olmayan olgularda, difüzyon ağırlıklı MRG görüntülemesi akut iskeminin varlığını doğrulayabilir veya reddedebilir. Ancak burada erken dönemde serebral infarkt tanısı konulan olguların tedavisinin hızlıca yapılması mortalite ve morbiditeyi azaltması açısından son derece önemlidir. Beslenmesi bozulmuş ancak canlılığını kaybetmemiş alanların saptanıp hızlıca tedavi planı yapılabilmesi için difüzyon ağırlıklı MRG’nin hemen sonrasında perfüzyon MRG’nin çekilmesi gereklidir. Perfüzyon MRG, bolus olarak damardan verilen kontrast maddenin beyinden ilk geçişi sırasında dinamik olarak görüntülenmesi ile gerçekleştirilir.
MRG’nin kontrendikasyonları ve dezavantajları
MRG, elektronik ve manyetik cihazları (Kalp pilli, sabit metal protez, demirli anevrizma klipsleri gibi) vücudunda taşımak zorunda olan hastalarda kontrendikedir. Bu cihazlar çekim sırasında manyetik alandan etkilenerek bozulacak ve hastanın hayatı tehlikeye girebilecektir. Ayrıca bu cihazlar manyetik alandan etkilenerek ısınacak ve yumuşak dokularda yanıklara yol açabilecektir.41 Bu nedenle tüm bireyler MRG çekim odasına girmeden önce MRG güvenlik taramasından geçirilmelidir.
MRG’nin, BT ile karşılaştırıldığında en önemli dezavantajlarından biri hızdır. BT çekimi saniyeler içinde gerçekleştirilebilirken, MRG çekimi dakikalarca sürmektedir. Hele çekim öncesi ve sonrası yapılanlar da göz önünde bulundurulursa bir MRG çekimi saatler almaktadır. MRG nin diğer dezavatajları; görüntü kalitesinin hareketle kolayca bozulması ve çekim yapılan olgunun uzun süre dar ve kapalı bir alanda kalma zorunluluğudu. Bu nedenle, çoğu çocukta ve bazen bilişsel bozukluğu veya klostrofobi olan tüm hastalarda, sedasyon veya anestezi gerekmektedir.
Resüsitasyon ekipmanlarının çoğu mıknatıs açısından güvenli olmayıp, MRG tarama odasına getirilemez. Bu nedenle entübe hastaların MRG çekimi mümkünse ertelenmelidir. Genel olarak stabil olmayan hastaların klinik endikasyonları acilse ve kabul edilebilir bir görüntüleme alternatifleri yoksa MRG çekilebilir. Bununla birlikte, mıknatıs güvenli izleme ekipmanı kullanılmalı, çekim sırasında klinik durumu bozulan ve resüsitasyon gerektiren hastalar derhal MRG çekim odasından uzaklaştırılarak resüstasyonun yapılabileceği uygun bir yere taşınmalıdır.
MRG’nin radyasyon yaymamasına rağmen potansiyel tümörojenik etkilere sahip olabildiğini iddia eden yayınlar vardır. Bunun özellikle yüksek manyetik alan yaratan (örneğin 3 Tesla) fetal görüntülemeler sonrasında olabileceği belirtilmektedir. Ancak, şu an için konu ile ilgili mevcut veriler sınırlı ve çelişkilidir.